ALANYA MAHMUTLAR OKTAY CEBECİ AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ
Diyabet Nedir?
Diyabet, kandaki şeker düzeyini dengeleyen insülin hormonunun; eksikliği ve/veya yeterince salgılanmasına rağmen, vücutta kullanılamaması sonucu oluşan kronik metabolizma bozukluğudur
Vücut kitle indeksinin 25kg/m2’nin üzerinde olması yani fazla kilolu olmak temelde çok önemli bir diyabet risk faktörüdür. Buna eşlik eden diğer faktörler; gebelikte şeker hastası olmak, iri bebek doğurmuş olmak, kan yağlarındaki yükseklik, kan basıncı yüksekliği, 1. derece akrabalarda tip 2 diyabetin bulunması, kadınlarda polikistik overin varlığı, ensede veya koltuk altlarında deri kıvrımlarının siyahlaşması ve hareketsiz yaşamdır. Diyabet riski taşıyan kişilerin düzenli olarak kan şekerlerini ölçtürmeleri gerekmektedir. Risk faktörlerinden hiçbiri yoksa 45 yaşın üstünde bir kere ölçtürmek, sonra 3 yılda bir tekrar etmek yeterlidir. Eğer en az bir risk faktörü şişmanlığa ya da fazla kiloya eşlik ediyorsa hiç vakit geçirmeden kan şekerinizi ölçtürmelisiniz.
Yaş: Diyabetli kişilerin %90- 95’i tip 2 diyabetlidir. Bu tip genellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerde oluşur. Fakat zamanımızda, çocuk ve adolesanları da önemli ölçüde etkilemektedir. Yaşlandıkça, diyabet riski artmaktadır.
Şişmanlık: Tip 2 diyabetli kişilerin %80’inden fazlası kiloludur. Ne kadar kilolu olursanız o kadar yüksek diyabet riski taşırsınız.
Diyabete İlişkin Aile Hikayesi: Araştırmalar, eğer yakın aile üyelerinde bir diyabet hikayesi var ise kişilerin daha fazla risk altında olduğunu göstermiştir. Akrabalık ne kadar yakın ise, diyabet riskiniz de o kadar yüksektir.
Hareketsiz Yaşam: Araştırmalar aktif bir hayat sürdürmeyen kişilerin, daha fazla tip 2 diyabet gelişme riskinde olduğunu göstermiştir. Ne kadar az egzersiz yaparsanız diyabet gelişme olasılığı o kadar yüksektir.
Diyabet belirtileri
Diyabete bağlı klinik bulgular vücuttaki karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasının bozulmasına bağlıdır. İnsülin eksikliği veya insülin direnci nedeniyle hücrelere giremeyen glikoz belli bir serum düzeyini (180mg/dl) aştığında idrarla atılmaya başlar.
– Çok idrara çıkmak: Böbreklerden atılan glikoz beraberinde sıvı atılımını da arttırır.
– Çok su içmek : Vücut, çok idrar kaybı nedeni ile sıvı kaybeder. – İstah artması: Organizma, enerji kaynağı olarak glikozu kullanamayınca, enerji için yemek ister.
– kilo kaybı : Enerji için diğer depoları da kullanmaya başlar. (yağlar ve proteinler yıkarak kilo kaybı olur)
– Çabuk yorulma & görme bulanıklığı
– Sık deri enfeksiyonu
– Kadınlarda vajinal mantar enfeksiyonu gibi bulgular da görülür.
Diyabet tanısı
– Kan şekeri 200 mg/dl’ye eşit ya da üzerinde olması(WHO ya göre)
– En az 8 saatlik aç (kalori almayan) bir kişide plazma şekerinin 140 mg/dl’ye eşit ya da üzerinde olması.
– Amerikan Diyabet Birliği açlık kan şekeri sınırını 126 mg/dl’ye eşit ya da üzerinde olarak belirlemiştir.